(ANKARA) – CHP’nin düzenlediği Eğitim Maratonu’nun “Öğretmenlerin Durumu” başlıklı dokuzuncu oturumu tamamlandı. CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, “Hak edenin değil, AKP’den tanıdığı olanın yükseldiği bu despotik rejim, milli eğitimi içten içe çürütüyor. AKP’nin 22 yıllık iktidarında öğretmenliğin de taşeronlaştığını görüyoruz” dedi.
Eğitim Maratonu’nun dokuzuncu oturumu, “Öğretmenlerin Durumu” başlığıyla gerçekleştirildi. CHP Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş başkanlığında yapılan oturumda; CHP Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçıer, Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Mehmet Alper Öğretici ve Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, öğretmenlerin mevcut sorunları üzerine değerlendirmelerde bulundu.
“ÖMK iptal edilecek, hep birlikte göreceğiz”
Suat Özçağdaş, “Aynı öğretmen odasında farklı maaş ve unvanlarla çalışan öğretmenler gibi çok ciddi sorunlar yaratılmıştır. Öğretmen öğretmendir, kategorize edilemez. Öğretmenlik Meslek Kanunu, Anayasa’ya aykırıdır ve iptal edileceğini hep birlikte göreceğiz” dedi.
“Milli eğitim içten içe çürüyor”
CHP Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, iyi bir devlet yönetimi için önce liyakat gerektiğini vurgulayarak, “Ancak o zaman her çocuğa istisnasız bir gelecek sunabiliriz. Liyakatli bir eğitim için örgütlenmeden ve sendikalaşmadan bahsetmeden geçemeyiz” diye konuştu. AKP’nin gerçekleştirmek istediği sendikal sistemin ‘yandaş örgütlenme modeli’ olduğunu söyleyen Taşçıer, “Aydınlanma ordusunun bir neferi olan, Cumhuriyet’e ve değerlerine bağlı örgütlü çağdaş sendikaları pasifize ederek iktidarın sendikalarını güçlendiren bir çalışma rejimi inşa edilmek isteniyor” ifadelerini kullandı. “Hak edenin değil, AKP’den tanıdığı olanın yükseldiği bu despotik rejim, milli eğitimi içten içe çürütüyor” diyen Taşçıer, “AKP’nin 22 yıllık iktidarında öğretmenliğin de taşeronlaştığını görüyoruz. CHP iktidarında bugün sorun olan her başlık ilk seçimde çözülecek, güzel günler yakın” diye konuştu.
Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Cumhuriyet fazilettir, bu fazilet insan onuruna yaraşır bir yaşam koşulu sağlar. Cumhuriyet, ancak cumhuriyetçileri yetiştirirseniz ilelebet yaşar. Cumhuriyete karşı çıkan haramilerin saltanatını yıkacağız. Boyun eğmedik bundan sonra da eğmeyiz” ifadelerini kullandı.
“Sözleşmeli öğretmenlik bir emek sömürüsüdür”
Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Mehmet Alper Öğretici ise “Buraya nasıl geldik? Çözümü nedir? Daha önce önümüzdeki yıllarda kaç öğretmen çalışacağı bilinirken, artık planlama olmadığı için eğitim fakültelerinde alımlar için planlama yok. 1 milyon atama bekleyen öğretmen oluşturmuşuz. Eğitim fakültesinden yetiştirilmesi gereken öğretmenler yerine her fakülteden mezun olana formasyon vererek öğretmen yapıyoruz. Bu şekilde öğretmenlere itibar sağlanabilir mi? Aynı okulda aynı sınıflara ders veren öğretmenler ayrıştırılıyor. Sözleşmeli öğretmenlik bir emek sömürüsüdür. Ülkemizde yaklaşık 80 bin ücretli öğretmen asgari ücretin altında çalıştırılmaktadır. Ücretli öğretmenlerin yarısı eğitim fakültesi mezunu değildir. Hiç ücretli doktorluk, hakimlik gördünüz mü? Milli eğitim bakanlarının çoğu eğitimci değil. Neden” diye konuştu.
“Öğretmenlere zorla uygulatmak için cezai müeyyide koymuşlar”
Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, Milli Eğitim eski Bakanı Mahmut Özer’in “uzman öğretmenliği 5 yıla, başöğretmenliğe 10 yıla indireceğiz” taahhüdünde bulunduğunu, ancak ÖMK ile hiçbir değişim olmadığını hatırlattı. Kuruoğlu, ÖMK’deki cezai müeyyidelere işaret ederek, “Kendi zihniyetlerini milletin çocuklarına dayatmak için, öğretmenlere zorla uygulatmak için cezai müeyyide koymuşlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, Ulu Önder’in bize bıraktığı mirası, çocuklarımızı onlara bırakmayacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde verilen “mülakatı kaldırma” sözüne işaret eden Kuruoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin bu sözü ciddiye almamış görünmektedir ki mülakat inadından vazgeçilmemiştir. Öğretmenin fikri alınmadan Meslek Kanunu çıkarılmasına şahitlik yapıyoruz. ‘Ben yaptım oldu’ya devam ederseniz, milyonlarca öğretmen ve veliyle kapınıza geliriz”